Melaine Coe - Paul McCartney
"Çok iyi bir kız arabayı alır ve sırra kadem basar."
"Her şeye sahip gibi görünen 17 yaşındaki Melaine Coe'nun babası, dün bütün günü kızını Londra ve Brighton'da arayarak geçirdi."
27 Şubat 1967 gününün Daily Mail gazetesinin manşeti böyleydi.
Paul McCartney bu haberi aldı ve aşk ve ilgi arayışıyla, güvenli ama klostrofobi oluşturan evinden kaçan bir kızla ilgili harikulade bir şarkı yaptı.
İşin ilginç tarafı, aslında Paul McCartney, bu Melaine nam kızla üç yıl önce tanışmıştı. Bu kızcağız TV'deki bir dans yarışmasını kazanmıştı ve ödülleri elinden aldığı kişi McCartney'den başkası değildi.
Daha sonra Melaine, o TV yarışmasında sürekli dans etmeye başladı. Günün sanatçısının arkasında sıklıkla görünüyordu. Böyle ışıklar altında mutluymuş gibi görünen, hoplayıp zıplayarak dans eden Melanie'nin gerçek yaşamı biraz daha değişikti. Küçük yaşlardan beri ailesiyle sıkıntılar yaşıyordu ve 1967 yılının şubat ayında "yettün gayrı!" diyerek evden ayrılmaya karar verdi.
"Evden ayrıldığımda nihayet kendim olabilecektim. Esasen, gittiğim klüplerde kendim olmak ve iyi vakit geçirmek hususunda teşvik görüyordum." diyen Melanie daha sonra, 13 yaşından beri ebeveyni tarafından barlardan klüplerden toplandığını ve yakalandıkça sopa yediğini, bir anlamda dayak arsızı olduğunu itiraf edecekti.
Sonuçta, davulcu-zurnacı ikileminden sıyrılarak, barda tanıştığı bir krupyeye varmıştı. Ailesi bu sefer de onu epey süre aradı ancak artık kızlarını bulmakta uzman olmuş ebeveyni kadar, Melanie de araziye uymak konusunda beceri geliştirmişti ve bu sefer bulunması on gün kadar sürdü. Kızı arabanın arkasına attıkları gibi eve geri götürdüler ama Melanie'ydi bu; öyle kıçını kırıp oturacak tiplerden değildi. Nitekim 18 yaşına girer girmez evlenip, bir aşramda yaşamak üzere Amerika'ya taşındı. Yıllar sonra gazeteciler onu tekrar bulduğunda "bir şarkıyla ölümsüzleştirilmek harika bir şey; keşke evden kaçmaktan başka bir nedenle olsaydı..." diyecekti kucağında çocuğuyla.
Bu şarkının gerçek öyküsü böyle. Bu öyküyü bilmeden şarkıyı yıllar boyunca dinledim ve her seferinde , görünüşte mutlu olmak için her şeyi olan bir kızın, evden ve evdekilerden bunalıp, son kez mervidenlerden aşağı inip, evin kapısını belki de bir daha açmamak üzere kapattığında hissettiği gerilimi ve bu gerilime karşı kapının dışında onu bekleyen özgürlük havasını ciğerine çektiğini gözümün önüne getirirdim. Arkasında güven ve karanlık, önünde belirsizlik ve ışık. Bu, o zamanlar benim için adı olmayan kızın şarkısını ben de belki 13 yaşından beri dinliyorum ve otuzlu yaşların sonlarına doğru, hâlâ o sevinçle karışık tedirginliği, birilerini mutsuz etmeden elde edemeyeceğini artık bildiği kendi mutluluğunu kavramasını tekrar tekrar hissediyorum.
Artık adını biliyorum. Umarım mutlusundur Melaine.
Wednesday morning at five o'clock
As the day begins
Silently closing her bedroom door
Leaving the note that she hoped would say more
She goes downstairs to the kitchen
Clutching her handkerchief
Quietly turning the backdoor key
Stepping outside, she is free
She...(we gave her most of our lives)
Is leaving (sacrified most of our lives)
Home (we gave her everything money could buy)
She's leaving home, after living alone, for so many years (bye bye)
Father snores as his wife gets into her dressing gown
Picks up the letter that's lying there
Standing alone at the top of the stairs
She breaks down and cries to her husband
"Daddy, our baby's gone.
"Why would she treat us so thoughtlessly?
How could she do this to me?"
She...(we never thought of ourselves)
Is leaving (never a thought for ourselves)
Home (we struggled hard all our lives to get by)
She's leaving home, after living alone, for so many years
Friday morning, at nine o'clock
She is far away
Waiting to keep the appointment she made
Meeting a man from the Motortrade
She (what did we do that was wrong)
Is Having (we didn't know it was wrong)
Fun (fun is the one thing that money can't buy)
Something inside, that was always denied, for so many years...
She's leaving home...bye, bye.
0 yorum:
Yorum Gönder