10 Şubat 2013 Pazar

Azerice - Türkçe Anlam Farklarından Kaynaklanan İlginç Olaylar


2011 Eurovision Şarkı Yarışması'nda birinci olan Eldar & Nigar ikilisi. Nigar Cemal'in elinde Türk bayrağı var.


Türkiye ve Azerbaycan için "Bir millet - iki devlet" denilir. "Türkik diller arasında Azerice, Türkiye Türkçe'sinin en yakın akrabasıdır" dersek herhalde kabahat işlemiş olmayız. Her iki dilin sözcük dağarcıkları büyük oranda örtüşür. S.S.C.B. yönetiminde kalmış Kuzey Azerbaycan'da çok fazla Rusça sözcük gündelik yaşama girmişken, İran topraklarında kalan Güney Azerbaycan'da da Farsça ağırlığını hissettirir.


Azerice şarkı gibi, şiir gibi bir dildir. Ayrıca Azerice, bu dili ilk kez duyan bir Türkiye Türk'ünde ister-istemez bir gülümseme uyandırır.

S.S.C.B. dağılır, iki ülke insanları bir araya gelir; hikayeler başlar:

Olay I

Not: Rusça'da "Huy" (хуй) "çük" demek ve bu sözcük Azerice tarafından da ödünç alınmış durumda.

 Büyük bir Azeri ailenin bireylerinin bir kısmı Anadolu'da, diğer kısmı Azerbaycan'da yaşıyorlar. S.S.C.B. kurulunca ilişkiler kopuyor, birbirlerinden haber alamaz hale geliyorlar. Glasnost, perestroika derken aile bireyleri yeniden bir araya gelme olanağı buluyor ve ilk fırsatta büyük bir aile yemeği düzenliyorlar.
Yemekte adet olduğu üzere herkes sırayla kalkıyor, kısa bir konuşma yapıyor ve şerefe kadeh kaldırıyor.

Sıra, ailenin Anadolu ayağından bir bireye geldiğinde adam ayağa kalkıyor, masadakileri teker teker selamlıyor ve kısa bir kaç övgü sözü ediyor. Sıra Azerbaycan tarafından gelen Mehmet'e geldiğinde:
"Bugün sizlerle beraber olmaktan çok mutluyum. Bir tek eksik hissediyorum: Ah, şu Mehmet'teki huy bende olsa!"

Not: "bardak" Azerice'de "fahişe" demek. (Rusça бардак = genelev. Ayrıca bkz: bordello, bkz: brothel)
Not: "x" harfi, Azeri yazımında "kh" sesinin karşılığıdır.

Olay II

1990'lı yıllarda bir Türk bakan Azerbaycan'a resmi ziyarette bulunur. Gezi, inceleme, görüşme derken onuruna verilen yemeğe katılır. Yemekten sonra çay gelir ancak çay fincandadır ve bu durum bakanın zevkine uymaz. Sorar:
- "Yahu ince belli bardak yok mu? İnce belli bardak getirseydiniz..."
Azeriler diplomatik bir sessizlikle konuyu geçiştirmeye çalışır ancak bakan ısrarlıdır:
- "Ne yani? Koskoca Azerbaycan'da bir tane bile ince belli bardak bulunmuyor mu? Rica ederim, ince belli bir bardak getirin."
Susarak kurtulamayacaklarını anlayan Azerilerden biri bakanın kulağına eğilir ve fısıltıyla:
- "Möhterem nazırım" der, "Azadlıq Meydanı'nda çoxtur!"

Olay III

Not: "başa düşmek" = "anlamak"

Bir baba-oğul, işleri vesilesiyle Bakü'ye giderler. İşlerini hallederler ve akşam otele dönerken yanlarına bir şişe viski alıp odalarına çıkarlar. Bir de bakarlar ki; odada bardak yok. Resepsiyonu ararlar:
- "Bize iki bardak, bir kova da buz!"
Hattın öbür ucundaki resepsiyonist telaşlanır: "Bardak olmaz! Bardak olmaz!"
Bizimkiler ısrar eder ama netice alamazlar. "Buz da kalsın o zaman!" diyerek telefonu kapatırlar ve viskiyi mecburen şişeden içerler. Sabah otelden çıkarken aynı resepsiyonistle karşılaşırlar ve adam sorar:
-"Müellim, bardağı başa düşmüşem de, buzu ne edecektiniz?"

Azerbaycan Müziğinin babalarından Reşid Behbudov - "Küçelere su serpmişem"

Olay IV

Not: "düşmek" = "inmek"

Azerbaycan Hava Yolları Pilot anonsu:
"Teyyaremiz birazdan düşecek!"

Olay V

Not: Türkçe "bekar" = Azerice "subay"
Not: Azerice "tapmak" = Türkçe "bulmak"

Bir Türk subayı, Bakü uçağında yanına oturan Azeri neferle sohbete başlar ve yekten:
- "Ben subayım!"
- "Müellim, az sebret. Bakıya az qaldı. Oradan taparıq!"

Olay VI

Not: Azerice "çalmak" = Türkçe argo "saksofon çalmak /  sakso yapmak"
Türk, Azeri arkadaşına: "Eve varınca beni çaldır!"

[Diğer sitemizi de ziyaret edin: Piknik Satrancı]

Olay VII

Not: Azerice "pezevenk" = Türkçe "iş adamı"
Not: Azerice "kerhane" = Türkçe "iş yeri"

Azeri bir iş adamı, genç bir Türk kızıyla sohbet etmektedir. Kız, adamın ne iş yaptığını sorar, adam da yanıtlar:
- "Men pezevengem! Menim Azerbaycan'da kerhanem vardır!".

Olay VIII

Not: Azerice "Dayan!" = Türkçe "Dur!"

Bir Türk erkek ile Azeri kız karakolluk olurlar. Kız, adamın kendine tecavüz girişiminde bulunduğunu söylemektedir. Türk erkek ifade verir:
- " 'Dayan!' dedi, dayandım. Sonra bağırmaya başladı."

Olay IX

Not: "yarak" çok eski bir Türkçe sözcüktür ve "alet, gereç, donanım, silah" anlamlarına gelir. İlk kez Orhun Yazıtları'nda rastlanmıştır.

Azeri-Ermeni savaşı günlerindeyiz. Bir televizyon muhabiri Bakü sokaklarında halkla röportaj yapmaktadır. Orta yaşlı bir beyi çevirip sorar:
"Türkiye'den bir isteğiniz var mı? Ne istiyorsunuz?"
Adam: "Yaraq istiriq. Daha ne isticiq?"
 





7 yorum:

  1. çoğu lalnış özelilkle ,,pezeveng ve kerhane,,. Pezevengin anlamı ,, zoba, kaba,, hayvangibi davranan insanlara hitap şeklidir pekde kullanılmaz

    YanıtlaSil
  2. Bir filmin aynı sözlerini bura yazmısız ... Və onuda səhv yazmısız ... Imza: Kohne Azərbaycanlı Elşad

    YanıtlaSil
  3. Sacmalamissiniz yalan olurda bu kadar olmaz ayip ayip

    YanıtlaSil
  4. yeter artık sizden çekdiğimiz.

    YanıtlaSil